22 Mart 2019 Cuma

SELAHADDİN UYDURAN, TPAO Genel Müdürlüğü (İdare ve Sosyal İşler) Emekli Şoför, Selahaddin Uyduran











YEŞİL EREĞLİ ÇÖL OLMASIN! (Makale: Mustafa Nevruz SINACI, Kaynak: HABİTAT, ANAYURT GAZETESİ (Ulusal) Yorumlar: Av. HAMİ MÜFTÜOĞLU " Ben 1951'den 1968'e kadar Ereğli'de serbest avukatlık yaptım. 1968 Haziranından itibaren 1979 yılına kadar Türkiye Petrollerinde çalıştım ve Hukuk Müşavirliğinden emekli oldum."


AV. HAMİ MÜFTÜOĞLU; 
O, BİR EREĞLİ (KONYA) SEVDALISI İDİ..  
BÜTÜN (Konya) EREĞLİ’LİLER VE DOĞA DOSTLARINA ÇAĞRI
Ülkemiz ve dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan (Konya) Ereğli'nin en önemli ACİL ve güncel sorununa değerli ilgi ve dikkatlerinizi çekmek istiyorum.Bilindiği üzere Ereğli en az 5000 yıllık kadim bir yerleşim merkezidir. 1985’ e kadar şehirden geçen akarsu ve Roma İmparatorluğu zamanında açıldığı bilinen “toprak kanallar” (Ereğli ağzında “arklar”) sayesinde Ereğli İç Anadolu’nun en yeşil, çok mümbit, masalsı ve cennetsi bir yöresiydi.
Öyle ki, “Yeşil Ereğli”den bereket fışkırır, taşı toprağı değer üretir, insanları sağlık, mutluluk, refah, zenginlik ve barış içinde yaşardı.
Zira, ilçeye hayat veren ve insanlara bolluk ve bereket bahşeden ark, akar ve dereleri (can suyu) vardı. Rivayete göre İvriz’den fışkıran bu su, Hazreti Ali (RA) tarafından, susuzluktan kıvranan bölge halkına mücize kabilinden bir armağandır...
Bu nedenle Ereğli, Selçuklu ve Osmanlı döneminde yaklaşık 500 yıl Mekke-i Mükerreme’ye vakıflık yapmıştır.
ERKİLİ EFSANESİ
Bazı kaynaklar ile halk arasında yaygın anlatımlara göre Zemzem suyunun yeryüzündeki ikinci zuhuru Ereğli’dedir ve “Erkili” efsanesine konu pınarın burada olduğu söylenir.
Yani Ereğli, aynı zamanda kutsiyet izafe edilen bir yerdir. Bazı seneler, Bahar ve Sonbahar aylarında gelen seller, bazan da 'mirav' ların su dağıtım rejiminde yarattığı sorunlar nedeniyle; 1970’lerde Ereğli'lilerin rüyası İvriz Barajı’ idi. Politikacılar “baraj” vaat ederek oy isterlerdi.
Sonuçta beklenen oldu ve 1985’te İvriz Barajı açıldı. Ama inanılmaz (haksız ve hukuka aykırı) bir kararla Ereğli’nin ana dere, akar ve arklarından akan “can suyu” kesildi.
Önce, binlerce yıllık, Ereğli’ye hayat veren, gençlerin yüzdüğü, tarla, bağ-bahçe, güzelim ağaçlık alan ve çayırların sulandığı, sıcak yaz günlerinde ailelerin çevresinde dinlendiği, hayat ve bereket kaynağı, (fotoğraflarda görüldüğü gibi) binlerce emsalsiz güzellik ihtiva eden akarsular, “ark”lar, akarlar ve dereler kurudu… Hattâ, zamanla üstleri kapatıldı. Dolduruldu. Asvaltlandı... Sonrada, “Yeşil Ereğli” kubbe de bir hoş sada veya mazide muhteşem bir hatıra gibi gözler önünden silinmeye, yok olmaya, kuraklığın pençesinde kıvranmaya ve çölleşmeye başladı!
2008'de gelinen durumu özetleyecek olursak:
Türkiye’nin en lezzetli sebze ve meyvelerinin yetiştiği bağ ve bahçeler kurudu.
Son 5-6 yılda, Türkiye çapında haber olan toz fırtınaları oluşmaya ve yoğunlaşmaya başladı.
Bu fırtınalar esnasında insanlar evlerine sığınmak, bir yerlere saklanmak ve kapanmak, kimi daireler ve hastaneler boşaltılmak zorunda kaldı. Henüz çağla iken meyveler ve olgunlaşmadan çeşit çeşit sebzeler 'çok hazin ve içler acısı bir manzara serileyerek' susuzluktan dallar da kurudu.Yer altı su seviyesi 8-10 m'de iken 80-100 m'ye indi.
Ortalama yıllık yağış can suyu kesilmeden önceki 23 yılda 315 mm iken sonraki 23 yılda 287 mm oldu (% 8,9 azaldı); yeşil alanlar kuruduğu, meyvelik, selvilik ve söğütlükler kesildiği, yeşil örtü yok edildiği için yağmur bulutları ‘yağmura” dönüşmeden Ereğli’yi terk etmeye başladı.
Ortalama sıcaklık arttı. Eko sistem bozuldu. Mevsimler özellik, tazelik ve güzelliklerini yitirdi. Eski Bahar’lar ve efsanevi Sonbahar’lar kalmadı. Kış’lar çok kurak, inadına soğuk ve çekilmez-dayanılmaz, tahammül edilmez hale geldi. Ereğli'nin gülen yüzünün yerini, sert ve haşin, acımasız ve zalim doğa koşulları aldı.
Dünyanın sayılı sulak alanlarından ve kuş cennetlerinden olan biri olan meşhur Ereğli Sazlıkları (Akgöl)’ün alanı 21500 hk'dan 3000 hk'a indi, geçmişte önemli sayıda üreyen özel kuş türlerine artık rastlanmamaktadır.
Fotoğraflarda ve hafızalarda yaşayan güzellikler yok oldu... Çölleşme başladı…Bu çevre ve doğa katliamının sorumlusu, sanıldığı gibi İvriz Barajı değildir.
1985 öncesi Ereğli 1985 öncesi Gülbahçe
Yanlış ve bilinçsiz, plansız, programsız ve öngörüsüz uygulanan su yönetim planıdır. Halen geri dönüş mümkündür. Kayıplar telâfi edilebilir ve şehir tekrar kazanılabilir.
Ancak hemen harekete geçilmez ise Ereğli çok yakında çöl olacaktır.
“Unutmayın ki başlayan çölleşme ‘acil önlem alınmadığı takdirde’ hızlanarak artacak ve “geç kalınması halinde” çok geç olacaktır!...
Artık bekleyecek vakit mi var?
Bu kötü gidişe son verilmez ise, uzun vadede Ereğli’yi bekleyen diğer tehlike ise, şimdi tahminen 925 m (cansuyu kesilmeden önce tahminen 975m) olan yeraltı su seviyesinin, Tuz Gölü seviyesinin (905 m) altına düşmesi halinde ova köylerinde ilelebet tarım yapılamaması ihtimalidir.Katkılarınızla, 2009’un, Ereğli’nin can suyuna tekrar kavuştuğu yıl olacağı umudundayız.
Acil Önlem ve Öneriler
DSİ, Belediye ile işbirliği yaparak İvriz Barajı’nın su yönetim planını derhal değiştirmeli ve Ereğli’ ye can suyunu yeniden vermelidir. Bu halk için ‘doğal bir hak’, DSİ ve Belediye için asli görev, tarihi vebal ve ivedi sorumluluktur.
Akarsu (akarlar) ve binlerce yıllık, “ark”lar tekrar açılmalıdır; açma, temizleme ve dönüştürme işlemi günümüz teknolojisi ile kolaylıkla mümkündür, çok kısa sürede gerçekleştirilebilir.
Ayrıca, 1965'lerde Göztepe'de olduğu gibi; Yerel istihdam, Ordu, Okul-Öğrenci ve TEMA gibi kuruluşların desteği alınarak ve halkla işbirliği yapılarak, bütünüyle Tont ve Toros yamaçları mutlaka ağaçlandırılmalıdır.
Sevgili Ereğli'liler ve Değerli çevre dostları,
“Yeşil Ereğli”nin çöl olmasını önlemek, fotoğraftaki güzelliklere, yemyeşil ve bereketli topraklara tekrar kavuşmak yönünde büyük katkınız olabilir!..
Cevabınız “evet” ise, lütfen; bu yazıyı mümkün olduğu kadar bütün hemşerilerimize, Ereğli ve çevre dostu kişi, sorumlu kurum, kuruluş ve medya’ya iletmenizi, sorun hakkındaki düşünce ve çözüm önerilerinizi bize yazmanızı, bildirmenizi rica ederiz. Yeşil Ereğli’nin çöl olmaması dileğiyle, iyi, sağlıklı ve mutlu günler diliyoruz…
***
Mustafa Nevruz SINACI (gercek.demokrat@hotmail.com)
http://evrenselbilinc.blogspot.com/2009/02/acil-sorun.html
NOT: Merhum fotoğraf sanatçısı Sn. Serat Akkartal tarafından çekilen yukarıdaki fotoğraflar Sayın 'Hilmi EREL" arşivinden alınmıştır.
YORUM-KATKI, ÖNERİ VE ELEŞTİRİLER:
Av. HAMİ MÜFTÜOĞLU 
23 Kasım 2009 Pazartesi 13:05 [ANAYURT Gazetesi]
Merhaba, yukarıda yazılan yorum benim adıma yazılmış olup, tarafımdan yazılmamıştır. Ben 1951'den 1968'e kadar Ereğli'de serbest avukatlık yaptım. 1968 Haziranından itibaren 1979 yılına kadar Türkiye Petrollerinde çalıştım ve Hukuk Müşavirliğinden emekli oldum. Yanlış bilgiler için özür diler, sevgilerimi iletirim.
***
Av. HAMİ MÜFTÜOĞLU
3 Mart 2009 Salı 16:03 [ANAYURT Gazetesi]
Ben emekli Ağır Ceza Hakimi ve eski Ereğli Belediye Başkanıyım. Başta gazeteniz "ANAYURT" olmak üzere; Böyle acil ve önemli bir konuyu gündeme taşıdığı için, değerli yazarınız Sayın SINACI'ya çok teşekkür ederim. Bu gerçekten çok acil ve önemli bir konu. Umarım Ereğli'li hemşehrilerim, DSİ ve diğer sorumlular konuyu sahiplenir. Saygı ve şükranlarımla.