31 Ekim 2017 Salı

BELGİN ÖZER, "O (BOLU'DA) BİR EFSANE TPAO’CU, BELGİN ÖZER, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürlüğü, İlk Dönemler İdari ve Sosyal İşler Müdürü (Mümtaz ÖNÖR ile birlikte çalışırlardı) "

O BİR EFSANE... 
HAYATINI "İNSAN'A,
DOĞA'YA VE DEVLET'E ADAYAN" 
GERÇEK BİR TPAO’CU, 
BELGİN ÖZER
BELGİN ÖZER'DEN MEKTUP...
Efsanelere çat kapı ziyaret...
TPAO Emeklisi
İdare ve Sosyal İşler Müdürü
BELGİN ÖZER
Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Bolu’nun sayılan ve sevilen şahsiyetlerinden ressam Orhan Ersoy ile çam yetiştiriciliğinde Bolu’da önemli adımlar atan ve Antalya, Side, Bodrum ve Bolu’daki Petro Kent’in fikir babası olan Belgin Özer’i ziyaret etti.
Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Bolu'nun sayılan ve sevilen şahsiyetlerinden ressam Orhan Ersoy ile çam yetiştiriciliğinde Bolu'da önemli adımlar atan ve Antalya, Side, Bodrum ve Bolu'daki Petro Kent'in fikir babası olan Belgin Özer'i ziyaret etti.
Sanata, şiire, edebiyata önem ve değer veren Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Bolu'nun yetiştirdiği ve ülkemizin sayılı ressamlarından olan Orhan Ersoy'u evinde ziyaret etti. Ziyarette konuşan Başkan Yılmaz; "Orhan abimiz Bolu'nun en kıymeti şahsiyetlerinden birisidir. Ülkemizde hatta dünya da resimleri ile adını duyurmuş, kişiliği ve sanatı ile de örnek alınacak bir isimdir. Belediye Meclisi kararı ile Orhan abimizin yaşadığı sokağa ‘Orhan Ersoy' ismini verdik. Hatta kendi yazdığı şiirleri ve hayatını kitap haline getirmeyi düşünüyoruz. Gelecek nesilde Orhan Ersoy ismini bilmeli ve O'nu tanımalıyız diye düşünüyorum. Yine bir gün ziyaretimde bana Beethoven'ın 9. Senfonisi'ni dinletmişti. Ama Bülbülün sesiyle birleştirmişti o senfoniyi. Yaptığı tablolar ve yazdığı şiirlerle son derece kibar bir beyefendi ve bir büyüğümüzdür Orhan abimiz" dedi. Ziyaretten son derece memnun olan ressam Orhan Ersoy ise Başkan Yılmaz'a güzel düşüncelerinden dolayı çok teşekkür etti.
BOLU’YA ÇOK BÜYÜK HİZMETLERDE BULUNAN TPAO EMEKLİSİ BELGİN ÖZER
Başkan Yılmaz daha sonra yine Bolu'da yetişen değerli insanlardan birisi olan ve Bolu'ya hizmetleri bulunan Belgin Özer'i ziyaret etti. Başkan Yılmaz; Belgin Özer ile ilgili olarak ise şunları söyledi; "Belgin abimiz de bizim için çok değerli bir isim. Antalya Side Bodrum ve Bolu daki Petro Kentin kurucusu ve fikir babası. Doğayı çok seven ve yine Bolu'da çam yetiştiriciliğinde önemli hizmetleri olan bir abimiz. Biz O'nun da hayatını kitap haline getirmek ve gelecek nesillere anlatmak ve unutturmamak istiyoruz. Zaman zaman kendilerini ziyaret ederim. Sohbetlerimiz olur. Bolu için değerli insanlar ve gelecekteki neslin de bu değerli insanları tanıması için bilmesi için ne gerekiyorsa yapacağım" dedi. Haber Merkezi (18 Ekim 2015 – BOLU GÜNDEM)
ORMAN FİDANI YETİŞTİRİCİLİĞİ ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR
Önce, “Çam Bolu’nun nesi olur?” yazı dizileriyle Bolu halkının ufkunda şimşekler çaktıran Belgin Özer, daha sonra da bizzat Orman Bakanlığı ile yaptığı görüşmeler sonunda, Bolu’da orman fidancılığının resmen ve fiilen başlamasına neden oldu. Bolu ve ilçelerinde orman fidanı yetiştiriciliği yapmak isteyen onlarca kişi ve şirket, Batı Karadeniz Orman Araştırma Müdürlüğü’ne müracaatta bulunmaya devam ediyor.  
Kıbrıscık ilçesinde eylül sonunda 40 ortakla kurulan şirket, fidan yetiştiriciliği konusunda hızla aşama kaydetmeye devam ediyor. Şirket ortaklarından Mehmet Bilgin ilk etapta 35 bin çıplak kök çam fidanının nisan ayında dikimini yaptıklarını ifade ederek, “kendi arazimizde ikincisine başladığımız tüp fidan dikim çalışmalarımızda hızla devam etmektedir. 75 bin tüp fidan çalışmalarımız bir hafta önce başlamıştır 15 bin dikim yapılmıştır toplam olarak 40 kişinin çalıştığı projemiz hızla devam etmektedir. Bu ay sonu itibari ile dikim çalışmaları bitirilecektir. Şirket olarak amacımız bu tip kalıcı projeleri hayata geçirerek, Kıbrıscık insanına daha fazla iş aş kapısı olmak ve daha fazla istihdam yaratmaktır. İleriki günlerde diğer projelerimizin de alt yapılarını hazırlayarak hayata geçirmek üzere çalışmalarımız tüm hızıyla devam edecektir” dedi. (BOLU’NUN SESİ)
ELLERİNİZ DAHA ÇOOOK HAVADA KALIR
Metin Ferah Abimizin Başkan’a elini uzatmaması olayını duyunca geçmişte Küçük Kaplıca Restoran’da yaşadığım bir olay aklıma geliverdi hemen.
Sanırım 2 sene önceydi. Küçük Kaplıca Restoran’da Belgin Özer ve Av. Ahmet Dündar Özcan ağabeylerimizle birlikte oturuyoruz.
Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Karacasu Belediye eski Başkanı ve AK Parti Merkez İlçe Başkanı Erol Özak ve ismini hatırlayamadığım bir iki kişi daha restoran dışında bahçede oturuyorlarmış.
İlerleyen saatlerde Başkan Yılmaz birlikte olduğu kişilerle birlikte restoranın bahçeye açılan kapısından içeri girdi ve restoranda bulunan 5-6 masada oturan insanlarla tek tek tokalaşıp öpüşerek bizim masaya doğru gelmeye başladı.
Belgin Abi ile Ahmet Dündar Ağabeyimiz (Öyle tahmin ediyorum ki Başkanı’ın babası yaşındadırlar), yerlerinden kalkıp masanın başında tören kıtası gibi Başkanı beklemeye geçtiler.
Başkan bizim masaya doğru gelirken, Belgin Özer ve Ahmet Dündar Özcan Ağabeyimiz yüzlerinde gülücüklerle, elleri tokalaşmak için havada kendisini beklerken, Başkan hiç beklenmedik bir şey yaptı ve adeta azarlarcasına sert bir ses tonu ile “iyi akşamlar” deyip bizim masanın önünden adeta teğet geçti. Sonraki masalarda oturanlarla da yine tek tek öpüştü ve tokalaştı.
Masamızın en yaşlısı olan ve aynı zamanda Bolu Belediyesi eski Başkanlarından rahmetli İsmail Özer’in oğlu olan Belgin Ağabeyimiz yüzünde acı bir tebessüm ile yerine oturdu ve ellerini havada bırakan Başkan’ın bu tutumuna hiç bir anlam veremediğini belirterek; “İlk defa başıma böyle bir şey geliyor. Başkan bize çok ayıp etti” diyebildi.
İki yıl önce Başkan Alaaddin Yılmaz Babası yaşındaki insanların ellerini  böyle havada bırakmıştı. Şimdi de bir gazeteci ağabeyimiz Başkan’ın elini havada bıraktı.
Şimdi bu iki davranışı gelin birlikte değerlendirelim. Hangisi normal buna birlikte kakar verelim.
Bence Gazeteci Metin Ferah Ağabeyimizin davranışı demokratik toplumlarda normal bir davranıştır. Bir vatandaş olarak kendisine duyduğu tepkiyi dile getirmiştir. Hatta demokratik toplumlarda gayet normal karşılanan; yumurta atmak veya üzerinden boya dökmek gibi fiili bir eylemde de bulunmamıştır.
Ama Başkan’ın Belgin Özer ve Ahmet Dündar Özcan Ağabeyimizin ellerini havada bırakan davranışı, Bolu’yu temsil eden bir makamda oturan kişi olarak, öncelikle makamına ve kendisine hiç mi hiç yakışmamıştır.
Kendisinin küs olduğu kişi ben olmama rağmen, Başkan tepkisini babası yaşındaki insanlara göstermiştir.
Kaldı ki Bolu’yu temsil eden bir makamda oturan kişinin vatandaşına küsmeye hakkı yoktur. Başkan denilen kişinin herkesle barışık olması şarttır. Başkanlık makamında oturan kişi olgun, ağır başlı, hal ve hareketleriyle kendisine saygı duyulmayı gerektiren bir görüntü çizmeli, hiç kimseyi ayırt etmeden herkesin başkanı olmalıdır. Makama elbette herkes saygı duyulmalıdır. Ancak bu saygıyı doğuracak olan, yine makamda oturan kişinin halkına davranışlarıdır.
Sonuç olarak Başkan’a şunu demek istiyorum;
Ne ektiyseniz onu biçiyorsunuz. Bu davranışlarınızı sürdürdüğünüz sürece, elleriniz daha çoook havada kalacaktır. (BOLUNUN SESİ-Kamuran Alagözoğlu, 3.4.2011)
BELGİN ÖZER’LE ÇAM SOHBETİ
Mimarca, Nadir Garipoğlu
Belgin abiyi tanır mısınız? Onunla hiç sohbet ettiniz mi?
Ben onun sohbetlerinden keyif alır, fikirlerine değer veririm.
Ufku geniş, üretken, topluma bir şeyler kazandırma gayretinde olan, bir Bolu sevdalısıdır o.
Belgin Özer'i çoğumuz Antalya_ Side ve Bolu-Abant yolu üzerindeki petrokentin fikir babası ve kurucusu olarak tanır.
Dağkent’te yöneticilik yaptığı dönemde oraya da ivme kazandırmıştır.
Geçen gün Belgin abiyle yaptığımız sohbet çam yetiştiriciliği ile ilgiliydi.
Bolu ikliminin çam ağacı yetiştirmeye elverişli olduğunu bilmeyen yok, etrafımız çam ormanlarıyla kaplı.
Kaplıca yolu üzerindeki orman fidanlığı kapatılacak veya özelleştirilecek.
Belgin abiden aldığım bilgilere göre, “Bolu Orman Fidanlığı bugüne kadar 200.000.000 adet fidan üretmiş ve devletin ihtiyacını karşılamış, çevreye örnek olmuş, halka ucuz fidan satmış.
Katma değer olarak 600.000.000 YTL. kazanmış.
Peki bu işten Bolu ne kazanmış? 150 hektar verimli arazi ve 15-20 bilgi birikimli, deneyimli personel.”
Buradan yola çıkarak Belgin Özer Bolu için bir proje hazırlamış.
Çam fidanı yetiştirileceğini küçük işletmeler halinde Bolulu aileler yapsın, para Bolu'ya kalsın.
Anladığıma göre sistem şöyle olacak.
Kurulacak olan birlik çam fidesini yetiştirecek.. Bu yetişen fideler 2500 adetlik paketler halinde bakımını yapmak isteyen ailelere satılacak.
Yetişen fidanları o birlik geriye satın alacak.
Bolu'nun birinci derecede akrabası diye tabir ettiği çam ağacı fidanının bakımı ve yetiştirilmesi çok kolay.
Alpağut bey yolu üzerinde Belgin abinin evi var, orada çam fideleri ve fidanlarının nasıl yetiştirildiğinin örneği var, görmek mümkün. Meraklısına…
500 m2'lik küçük bir bahçede aileler 500 ile 1000 YTL. aylık gelir sağlıyor.
Bu şuna benziyor.
Entegre çalışan tavukçuluk firmaları civcivi, yemi verip yetişen piliçleri nasıl geriye alıyorsa sistem aynı.(yalnız bu çam fidesi yetişirken gübre çıkarmadığı için Bolu'yu kirletmiyor aksine havasını temizliyor.)
Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum Bolu Belediyesi’nin, Ticaret ve Sanayi Odası’nın, Boluspor'un ve hatta pek çok kurum kuruluşun ambleminde çam ağacı yok mu?
Demek ki çam Bolu ile özdeşleşmiş.
Belgin abi çok haklı.
Çam Bolu'nun nesi olur?
Birinci derece akrabası.
30.04.2008 (BOLU GÜNDEM Nadir Garipoğlu-25.09.2014)

23 Ekim 2017 Pazartesi

Prof. Dr. DOĞAN PERİNÇEK, TPAO-Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü Arama Grubu Başkanlığı (Jeoloji Yüksek Mühendisi) Öğretim Üyesi-Akademisyen

GÜNDEM (HABER TÜRK)
ÇANAKKALE'DE EMEKLİ PROFESÖR PROF. DR. DOĞAN PERİNÇEK ÖĞRENCİLERE YARDIM İÇİN GARSON OLDU
Çanakkele'de emekli profesör öğrencilere yardım için garson oldu. Çanakkale'de yaşayan emekli profesör Doğan Perinçek, maddi durumu kötü öğrencilere destek sağlamak için bir kafede garsonluk yaptı. (Gündem, HABER TÜRK-24 Nisan 2016 Pazar)
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü'nden emekli olan Prof. Dr. Doğan Perinçek, maddi durumu kötü öğrencilere destek sağlamak için bir kafede garsonluk yaptı. Bir ay boyunca her gün çeşitli iş dallarında çalışacak Perinçek, elde edilen gelirle öğrencilerin eğitimlerine destek olacak.
Hayatını eğitim ve öğretime adayan ÇOMÜ'den emekli Prof. Dr. Doğan Perinçek, bir eğitim neferi olmaktan vazgeçmedi. Doğan Perinçek, geçen perşembe günü Çanakkale Valiliği ile Çanakkale İl Dernekler Müdürlüğünden aldığı izinle, köylerde eğitim gören öğrencilerin eğitimlerine katkıda bulunmak için örnek bir davranışa imza attı. Profesör Dr. Doğan Perinçek, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı günü kafede garsonluk yaptı. Kafeye gelen müşterilerden sipariş alıp, hizmet etti. Perinçek'in bir ay boyunca çalışacağı çeşitli işyerleri ve firmaların, günlük karlarının yüzde 10'u, öğrencilerin eğitimine katkı sağlamak amacıyla Ziraat Bankası'na açılan hesaba yatırılacak.
İNŞAATTA ÇALIŞACAK
Bir ay sürecek kampanyaya garson olarak başlayan emekli Prof. Dr. Doğan Perinçek, inşaatta çalışacağını ve öğrencilere elinden gelen gerekli desteği sağlayacağını söyledi. Böyle bir projeyi neden hayata geçirdiklerini anlatan Doğan Perinçek, "Büyük lider Atatürk küçük kalplere, çocuklarımıza bir bayram hediye etti. Çocuklarımızın bu bayramı hakkıyla kutlaması için bizlere de görevler düşüyor. Çocuklar ve onların elleri öpülesi anneleri için bizlere görevler düşüyor. Çocuklarımıza Atatürk'ün armağan ettiği bu bayramı hakkıyla kutlaması için sorumluluklarımız var. O sorumlulukları yerine getirmemiz gerekiyor. Ben de bu çerçevede çorbada tuzum olsun niyetiyle, bir kampanya başlattım. Valilikten iznimizi alıp, bankada hesabımızı açtık. Bu kampanya çerçevesinde elde ettiğimiz geliri, Çanakkale'nin köylerinde ihtiyacı olan çocuklara bağışlayacağız. Onlara burs vereceğiz ya da giyecek imkanlarını sağlayacağız veya eğitimleri ilgili gerekli desteklerde bulunacağız. Bu kampanyanın ne kadar büyük olacağını şuanda kestiremiyorum. Eğer başarılı bir kampanya yaparsak, öğrencilerimize üniversiteye kadar destek olmayı düşünüyoruz. Köylerde çok büyük cevherler var. O cevherleri ortaya çıkarıp, Türkiye'ye kazandırmak istiyoruz. Bu kampanya çerçevesinde bir gün içinde Çanakkale esnafından, 7 büyük şirketten destek aldım. O destek beni çok umutlandırdı. Kampanyanın başarılı bir şekilde biteceğini sanıyorum. Sadece Çanakkale'den değil, Facebook sayfamda bu kampanya bilgisini verdikten sonra Çanakkale genelinden, Türkiye'den hatta yurtdışından açtığımız hesaba bağışlar gelmeye başladı. Projemiz bir ay sürecek. Eğer projede belli hedefler tutturursak, projeyi bir haftaya çıkarmayı hedefliyoruz" dedi.
KARIN YÜZDE 10'U BAĞIŞLANACAK
Kampanya kapsamında bir profesör olarak şuanda kafede garson, başka bir yerde işçi olarak çalışacağını kaydeden emekli Prof. Dr. DoğanPerinçek, "Bu çalıştığım yerlerdeki mal sahipleri, karlarının 10'unu bu kampanya için bağışlama sözü verdiler. Kendilerine de çok teşekkür ediyorum. İlk olarak bu kafeden başladık. Bundan sonra da Çanakkale'nin değişik kuruluşları, şuanda 7 tane ama sayı artabilir. Bir ay boyunca hizmet vereceğim. Oralarda bulunacağım. Ben bir bilim adamıyım. Ülkeme elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyorum. Emekli olduğumda en yararlı iş nedir diye düşündüm. Bunu seçtim. Çünkü çocuklar bizim geleceğimiz. O çocuklara karşı sorumluluğumuz var. O sorumlulukları yerine getirmemiz gerekiyor. En büyük mutluluk o çocuklara bir şeyler sağlamak olmalı diye düşünüyorum" diye konuştu.
"SIRTIMDA YÜK DE TAŞIRIM"
Bugün garsonluk yaptığını, yarın öbür gün ise hiç çekinmeden işçi, çırak veya nasıl bir iş olursa olsun yapmaya hazır olduğuna da değinenPerinçek, "Hatta kampanyaya destek veren bir şirket yetkilisi 'biz burada sana yük taşıtırız' dedi. Ben de yaparım dedim. Hiç çekinmeden yaparım. Ben bu işe yola çıktığımda, sadece laf olsun diye söylemedim. Evet, sırtımda yük te taşırım. Gençliğimde ortaokulda, lisede çalışırken bu işleri yaptım. Bundan da gurur duyuyorum" dedi. (DHA)













MİTHAT TOLGAY, "Yaşayan Bir Efsane-Canlı Tarih-Duayen" TPAO-Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığın'da (Aynı zamanda Arama Grubu Başkanlığı) Kuruluş Dönemi Mühendis,

MİTHAT TOLGAY (MİTHAT Y. TOLGAY) BU KONUYU DETAYLI OLARAK ŞÖYLE ANLATMAKTADIR: 
“Yabancı ülkelerde çeşitli  devlet kuruluşları  hesabına okutulmak üzere Milli Eğitim Bakanlığınca 21.11.1944 tarihinde açılan sınavda  kazanan 25 öğrenci MTA için Amerika’ya gönderilmiştir. Bu öğrenciler, maden, jeoloji, jeofizik ve metalürji konularında öğrenim yapacaklardı. Örneğin ben maden mühendisliği okuyacaktım. 1948 de Raman’da petrol bulununca anladığım kadarıyla gruptan ben dahil bazı arkadaşlara petrol jeolojisi ve  mühendisliği  konusuna  geçmemiz  önerilmişti. Ben 1948 yılı  yaz tatilinde staj yapmak için   Idaho Eyaletinde  bir maden şirketinde iş bulmuştum ve şirketde daha çok yeni cevher damarları bulmak için  galerilerde devamlı karot sondajı yapan ekipte ve  bir jeologla çalışmıştım ve böylece  jeolojiyi yeğler duruma gelmiştim. Bu nedenle öneriyi kabul ettim ve  ek sözleşmeyi imzaladım. Öneride öğrenim tamamlanınca sanayide bir sene staj yapacağımız belirtilmişti. Bu arada 1950 seçimleri yapılmış iktidar değişmişti ve daha önceki proğramımız iptal edilmişti. Öğrenimimi tamamlama tarihinden iki ay önce diplomayı alınca yurda dönmemiz istendi. Staj görmeden dönersek pek yararlı olamıyacağımızı ileri sürerek hemen dönmek istemediğimi belirttim... 
Master derecesi için çalışmaya başladığımda, Oklahoma  Jeoloji Kuruluşunda laboratuvar asistanı olarak çalışıyordum.  
Bu arada Birleşik Devletler Jeoloji Kuruluşundan gelen meşhur jeolog Dr. Hugh Miser, yeni Oklahoma jeoloji haritası projesini yürütüyordu. Asistanı olan arkadaşım mezun olup ayrılınca beni önermiş,  Miser ile diplomamı alıncaya kadar  çalıştım. İyi bir deneyim oldu. Dr. Miser, yapmakta olduğu  haritanın %80’nini iyi ilişkileri olduğu  büyük petrol şirketlerinin ona emanet ettikleri gizli ayrıntılı haritalarından derliyordu. Benim  sorunumu çözmek için bir kaç şirketle görüşmemi sağladı. Ancak ben bir sene çalıştıktan sonra Türkiye’ye döneceğimi söyleyince hepsi de,  ancak bir sene yetişme döneminden sonra kendilerine yararlı olmaya başlıyacağımı belirterek  haklı olarak beni işe almak istemediler. Orada kalmak isteseydim iş hazırdı. Bunun üzerine ben de  üniversiteden petrol mühendisi arkadaşımın çalıştığı şirketde  iş buldum. Arkadaşım da staj döneminde idi. Beraberce Kuzey Texas’da üç arama kuyusunda  sondaj işçiliği yaptık. Üç ayda çok şey öğrendim.  Bu arada  MTA ile  yazışmamız sürüyordu. Mezuniyetden  dört ay sonra  yurda döndük.
Bizim gruptan kaç kişinin petrol konusunda öğrenim yaptığı bilmiyordum.  Oklahoma üniversitesinde  Melih Genca  ve İsmail Hakkı Arman petrol mühendisliği konusunda master yapıyorlardı. MTA’ya döndüğümüzde yalnız ben petrol jeolojisi servisinde görevlendirilmiştim.  Petrol Yasası  16 Mart 1954 de yürürlüğe girdikten sonra  TPAO ve  Petrol Dairesi kuruldu. Söz konusu  25 bursiyerden  aşağıda isimleri belirleneler MTA’dan bu kuruluşlara devredildiler:
Türkiye Petrollerine: 
"TPAO"
Raşit Ceylan (Jeolog), 
Ferhan Sanlav (Jeofizikçi )
Rifat Bayazıt (Petrol Müh.), 
İ.  Hakkı Arman (Petrol Müh.), 
Melih Genca (Petrol Müh.), 
Hasan Göker (Rafineri  Müh.), 
Mustafa Solim (Rafineri Müh.), 
Mithat Tolgay (Jeolog) 
Petrol Dairesi Reisliği’ne ise, 
Hikmet Dinçer(Jeolog), 
Mehmet Gürel (Jeolog), 
Safa Ardıç (Jeofizikçi) geçtiler.
Bizden önce yurt dışına Amerika ve diğer ülkelere öğrenime gönderilenlerin  hepsini tanımamız doğal olarak olanaksızdı.  Ekim 1952 de (Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Genel Müdürlüğü) MTA’da işe başladığımda  petrol konusunda  çalışanlardan  tanıyabildiğim elemanlardan  kuşak sıralaması yapmayı  deneyebiliriz.  En eskiden başlamak üzere:
A – Birinci Kuşak:
Kemal Lokman ,                      Petrol Mühendisi , Fransa
Ali Dramalı ,                             Petrol Mühendisi , ABD
Kasım Önder,                          Petrol Mühendisi , ABD
B – İkinci Kuşak
Ziya Kirman,                            Jeolog, ABD 
Adnan Küçükçetin,                  Jeolog, ABD
Kazım Ergin,                            Jeofizik, ABD
Pertev Bediz,                           Jeofizik, ABD
Nuh Naci Tilev,                       Mikropalontoloji, İsviçre     
Necip Tolun ,              Jeolog , İsviçre
Orhan Baykal,             Jeolog , ABD
Hulusi Berilgen ,                       Petrol Müh. ABD
Abdurrahman Durukal,            Petrol  Müh. ABD   
Turgut Uluğ,                             Petrol Müh. ABD
Reşit Yonca,                            Petrol Müh. ABD
C – Üçüncü Kuşak:
Bu kuşak, 2. Dünya savaşı sırasında Almanya  ve İngiltere’ye gönderilen elemanlardır. Özellikle Almanya’da savaş ve savaş sonrası  öğrenimleri  yarıda kalanlar, bizim grupla Amerika’ya gönderildiler;  bu gruptan petrol konusunda yetişenler:
Sait Şahankaya,                       Jeolog (Almanya – ABD)
Parisa Gönülden,                      Jeolog  (Almanya  ABD)
Bedii Dinçel ,                           Jeolog (Almanya –ABD)
Selahi Diker,                            Jeofizikçi (İngiltere- ABD)
Selahattin Özkan,                     Petrol Müh.  ( Almanya  - ABD)
Selahattin Malkoç,                   Petrol Müh. ( Almanya – ABD)
Uzun süren ikinci dünya savaşı nedeniyle,  Amerika ve Kanada şirketlerinde büyük  teknik eleman açığı  oluşmuştu. Bu  nedenle çok iyi öğrenim görmüş  bir çok MTA elemanın ayrılarak  yurt dışına gittiklerini,  MTA’da  göreve başladığımızda öğrendik.”  (REFERANS/KAYNAK: Kısaca PETROL ve TPAO’NUN BAŞINA GELENLER (1A) Halit Edip ÖZCAN)
MİTHAT TOLGAY (MİTHAT Y. TOLGAY) Jeoloji Yüksek Mühendisi










MİTHAT TOLGAY (MİTHAT Y. TOLGAY) Jeoloji Yüksek Mühendisi
MİTHAT TOLGAY (GÜNCEL) 16 KASIM 2017

11 Ekim 2017 Çarşamba

Avukat A. HAMİ MÜFTÜOĞLU, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliğinde, Müşavir Avukat (TPAO Giriş Tarihi: 18 Haziran 1968 - Emeklilik Tarihi: 01 Ocak 1979)

Avukat Abdullah Hami MÜFTÜOĞLU
Türkiye Petrolleri A.O. Aylık Yayın Organı - BÜLTEN // SAYI: 1 - MART: 1970
TPAO Adına Sahibi: Hami MÜFTÜOĞLU
Avukat Abdullah Hami MÜFTÜOĞLU
Avukat Abdullah Hami MÜFTÜOĞLU
Avukat Abdullah Hami MÜFTÜOĞLU
25 Temmuz 1922 yılında Ereğli (Konya)’da doğdum.
İlk Okulu Dumlupınar İlkokulunda bitirdim. Orta ve lise tahsilimi İstanbul Haydarpaşa Lisesinde 1943 yılında tamamladım. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine kaydımı yaptırdım ve 1948 yılında da mezun oldum.
Yedek Subaylık görevimi yapmak üzere 1948 yılı Ekim ayında Hazırlık Devresine müracaatımı yaptım. Koşulu Topçu Bölüğünde 6 aylık okul devresini bitirdikten sonra Kıt’a hizmetini yapmak üzere Sarıyel Zekeriyaköy Topçu Birliğinde katılmak üzere İstanbul’a geldim. Birliğe katıldım. Hizmetimi tamamladım ve 6 ay sonra terhis oldum.
1950 yılında Avukatlık Stajı için Konya Adliyesinde çeşitli Mahkemelerde altı aylık staj devresi sonunda; İkinci Avukatlık Stajımı Ereğli’de Avukat Osman Tolun’un yanında ikmal ederek resmen Avukatlığa başladım.
Avukatlığım süresince 2 yıl Ereğli Gazetesini yönettim. Yazı İşleri Müdürü olarak siyasi ve mahalli konularda makaleler yazdım ve yayınlandı. Aynı zamanda Ereğli Lisesinde Felsefe Derslerine girdim. Bizim eski Hocamız Lise Müdürü Mustafa Yenisey’in ısrarı sonunda, son sınıfların Felsefe, Mantık ve Sosyoloji derslerine de girerek üç sene müddetle onlara yardımcı oldum.   
1955’den 1960’a kadar beş sene müddetle Ereğli Belediyesi Reis Vekilliği ve Encümen Azalığı görevlerini ifa ve icra ettim.
1967 yılında Türkiye’de siyasi kaos başlamıştı. Ankara ve İstanbul’a yüksek tahsillerini yapmak üzere giden ve bir kısmı yurtlarda kalan gençlerimizin ideolojik akımların etkisinde kaldıklarını ve bazı olumsuzluklar nedeniyle tahsillerinin sekteye uğradığını gördüğümden, çocuklarımın tahsilini güvenlik ve esenlikle yaptırabilmek için Ankara’ya göç etmeye karar verdim.
1968 yılı 08 Haziranında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Organizasyon ve Metot Müşavirliğinde Uzman olarak göreve başladım.  Akabinde beş kişilik yayın kurulunda üye olarak görevlendirildim. Kurul, “Teknik RAMAN” ile “Aktüel Yazılar ihtiva eden HABER Bülteni” olmak üzere bir dergi ve bir Bülten çıkartılmasına karar verdi. Genel Sekreter Şefik Seçkin Başkanlığında teşkil edilen yayın kuruluna muhtelif ünitelerde çalışan genç Mühendis, Tekniker ve Araştırmacılardan makaleler gelmesine rağmen, aradan altı ay geçtiği halde; Yayın mümkün olamadığından bu kurul genel Müdür tarafından fesih edildi.  Yerine benim Başkanlığımda yeni bir yazı ve yayın kurulu oluşturuldu. Sonuçta, ayda bir yayınlanmak üzere RAMAN TEKNİK dergisi ile HABER BÜLTENİ çıkarılmasına başlandı. Raman Dergisinde tamamen teknik makaleler yayınlanıyordu. Ay zamanda personelimizin birikmiş yazıları da sırasıyla dergide yayınlandı. Raman Dergisinin ilk iki sayısından sonra İstanbul Teknik Üniversitesi, Ankara ODTÜ ve MTA Enstitüsünden tebrik yazıları almaya başladık.  
Haber Bülteninde ise Genel Müdürlüğümüz ve Taşra teşkilâtlarımızdaki sosyal faaliyetler, Arama, Sondaj, Sismik ve İdari çalışmalar yer aldığı gibi, bunların dışında Turizm, İdarecilik Sanatı ve Tarihi Eserlerle ilgili haber ve yazılar da yayınlanmakta idi.  
1971 yılında Genel Müdür Korkut Özal’ın ayrılmasıyla Selâhattin Özkan Genel Müdürlüğe atandıktan sonra, yapılan değişiklikler çerçevesinde ben de “Muhaberat ve Neşriyat ünitesine” Müdür olarak tayin edildim.
Benim Müdürlüğüm zamanında her iki dergi de düzenli olarak yayınlandı.  
1974 yılında Hukuk Müşavirliği’ne Müşavir Avukat olarak tayinim yapıldı.
Burada beş yıl çalıştıktan sonra 1979 yılında kendi isteğimle emekli oldum. 


Avukat HAMİ MÜFTÜOĞLU
İstanbul Hukuk Fakültesinden Mezun Olduğum Sene (1948)



Avukat HAMİ MÜFTÜOĞLU, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliğinde, Müşavir Avukat (Giriş Tarihi: 18 Haziran 1968 - Emeklilik Tarihi: 01 Ocak 1979)

5 Ekim 2017 Perşembe

Şahap BAYANTEMÜR, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü (tp-TPAO) İş Güvenliği ve Çevre Koruma Daire Başkan Yardımcısı (Emekli)

Şahap BAYANTEMÜR
TPAO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
İş Güvenliği ve Çevre Koruma Daire Başkan Yardımcısı
***
1952 ELÂZIĞ-Palu doğumlu. Orta öğretimini Bingöl'de tamamladı. 1970 yılında Bingöl Lisesini Birincilikle bitirdi. Aynı yıl ODTÜ Petrol Mühendisliği Bölümüne girdi. 1976 yılında Petrol Mühendisi olarak mezun oldu. Şubat 1977'de TPAO'da Sondaj Mühendisi olarak işbaşı yaptı. Sondaj faaliyetlerinin her kademesinde görev yaptıktan sonra 1992 yılında İş Güvenliği Grup Başkanlığı'nda görev aldı. Kuzey Marmara Doğalgaz Depolama Yönlü Sondaj çalışmalarında İş Güvenliği Uzmanı olarak çalıştı. TPIC Kazakistan AKTÖBE'de Mukim Müdür olarak 2 yıl görev yaptı. Mayıs 2017'de TPAO İş Güvenliği ve Çevre Koruma Daire Başkan Yardımcısı iken; Yaş haddinden emekliye ayrıldı.   
YAKAÖREN SONDAJ KUYUSU
Isparta Valisi Ali Haydar Öner, Yakaören'de sıcak su bulmak amacıyla açılan ancak karbondioksit gazına rastlanan kuyunun kapatılması için Isparta'ya gelen Türkiye Petrol Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürlüğünün, kuyuyu kapatmak için yeterli teknik donanıma sahip olmadığını, ancak kapatılması için çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
04 Mart 2010 Perşembe 15:11
Öner, Haber32 muhabirine yaptığı açıklamada, Mahalli Çevre Kurulunda çıkan kapatma kararının ardından Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile görüştüğünü ve kuyunun kapatılmasına ilişkin destek istediklerini belirtti. Bakan Çiçek'in de hassasiyet göstererek, ekip görevlendirmesi yaptığını dile getiren Öner, ''TPAO Genel Müdürlüğünden ekipler gelerek kuyuda incelemeler yaptılar, ancak bu kuyuyu kapatacak kurum Türkiye'de yok. Dünyada ise 4 firmanın bu teknik donanıma sahip olduğu belirtildi'' dedi. TPAO ekibinin yaklaşık 20 ay önce de Isparta'ya geldiğini hatırlatan Öner, kuyuda yüzde 95'lik bir kapatma sağladıklarını ancak hala gaz sızıntısının devam ettiğini ifade etti. Kuyunun tamamen kapatılmasına ilişkin araştırma çalışmalarının ise devam edeceğini anlatan Öner, kapatma işleminin pahalı olduğunu, ancak henüz maliyetin net olarak ortaya çıkmadığını belirtti.
Kuyu ile ilgili vatandaşlarda panik oluştuğunu dile getiren Öner, ''Paniğe kapılmadan, uygun yöntemlerle her ne pahasına olursa olsun bu kuyuyu kapatmamız lazım'' dedi. Vali Öner, kuyunun kapatılmasına ilişkin belediyenin, valiliğin ve hükümetin iş birliği içinde olduğunu vurgulayarak, TPAO Genel Müdürlüğü yetkilileri ile değerlendirme toplantısı yaptıklarını ve kuyunun en kısa zamanda kapatılması için gereken çalışmayı yapacaklarını söyledi.          
-''RİSKLİ BİR İŞ''       
TPAO Genel Müdür Yardımcısı Yurdal Öztaş da Isparta'da gazetecilere yaptığı açıklamada, TPAO olarak bu kuyunun kapatılmasının asli görevleri olmadığı halde konuyla yakından ilgilendiklerini belirtti.  Öztaş, kuyunun 20 ay önce kontrol edilemez haldeyken gündeme alındığını ve TPAO'nun yaklaşık 14 barlık basınçla yüzeye zehirli gaz püskürten kuyuyu susturmaya yönelik uğraşa girdiğini hatırlatarak, yaklaşık 620 metre derinlikteki kuyunun 100-102 metresinin çıplak durumda olduğunu bildirdi. Kuyuya müdahale edilmesinin çok tehlikeli olduğuna dikkati çeken Öztaş, ''Riskli bir iş, en büyük korku elimizi attığımız andan itibaren mısır patlar gibi patlaması ve kontrol dışına çıkması'' dedi. Kuyunun acilen kapatılması yönünde alınan kararın doğru olduğunu ifade eden Öztaş, kapatma işleminin ise uzmanlık isteyeceğini ve bu konunun da kendi işleri olmadığını söyledi.
TPAO Sondaj Eğitim Uzmanı Hasan Akman da kuyudan ''kontrolsüz ve çok tehlikeli miktarda'' karbondioksit ve hidrojen sülfür gazı çıktığını kaydetti. TPAO İş Güvenliği Daire Başkan Yardımcısı Şahap Bayan Temur ise 20 ay önce yaptıkları çalışmada kuyuyu yüzde 95 oranında kapattıklarını, ancak kuyudaki sızıntının bugünlerde biraz daha arttığını belirtti.  Vatandaşların paniğe kapılmamasını isteyen Temur, tehlikeli bir durumun şu an için söz konusu olmadığını söyledi. Son Güncelleme: 04.03.2010 20:32 YORUMLAR
OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ ==>http://www.haber32.com.tr/isparta/yakaoren-sondaj-kuyusu-h12458.html
TPAO İKİNCİ KEZ YAKAÖREN'DE İNCELEMEDE BULUNDU
Isparta’nın Yakaören köyünde gaz sızdıran kuyuda ikinci kez incelemede bulunan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı(TPAO) yetkilileri, kuyunun kapatılabileceği yönünde açıklamada bulundu. (26 Şubat 2011, Cumartesi 0:00)
Gazın ekonomiye kazandırılması gibi bir çalışmanın ise riskli olduğu belirtildi.Yakaören köyü yakınlarında sıcak su bulmak için dört yıl önce açılan kuyu, zehirli gaz çıkışı nedeniyle iki yıl önce kısmen kapatılmıştı. Ancak kapatılan kuyudaki 6 vanadan yoğun miktarda gaz kaçağı hala devam ediyor. Yerleşim bölgesindeki vatandaşlar ise can ve mal güvenliklerinin tehlikede bulunduğu gerekçesiyle sık sık yetkililere başvuruyor. Isparta Valisi Memduh Oğuz’un davetlisi olarak Isparta’ya gelen TPAO Daire Başkan yardımcısı Şahap Bayantemur ve Başmühendis Naci Köse, kuyuda ikinci kez incelemede bulundu. Belediye Başkanı Yusuf ziya Günaydın’ı da makamında ziyaret eden TPAO yetkilileri, kuyunun kapatılması için umutlu olduklarını söyledi.TPAO Daire Başkan Yardımcısı Bayantemur, alanda gerekli inceleme ve çalışmaların yapıldığını, maliyet hesaplarının da yapılarak ilgili kurumlarla ortaklaşa bu işin çözülebileceğini ifade etti. Bayantemur, Yakaören köyünde sıcak su bulmak için açılan, ancak gaz çıkışı nedeni ile kapatılamayan kuyunun tamamen kapatılması için gerekli kurum ve kuruluşlarla temasa geçeceklerini kaydetti. Bayantemur, “Yakaören’de açılan iki kuyu mevcut. Birinci kuyu yapılan kazı çalışmalarında patlamış ve kuyu kendiliğinden tıkanarak sorun başlamadan çözülmüş. Buna rağmen ikinci kuyunun açılmasına karar verilmiş. Ancak her iki kuyunun açılışında da gerekli incelemeler yapılmadan amatör bir şekilde açılmış.” dedi.İkinci açılan kuyunun da patlaması ile çıkan gazın etrafı rahatsız eder duruma geldiğini belirten Bayantermur, çıkan gaz ile ilgili yapılan incelemelerde karbondioksit gazı ile birlikte sülfür gazının da çıktığının görüldüğünü kaydetti. Karbondioksit gazında hidrojen sülfürü ayırmak için ciddi bir laboratuvar çalışması gerektiğini anlatan Bayantemur, “Bu nedenle işletilmesi de oldukça yüksek rakamlara ulaşmaktadır. Bu nedenle bu gazı işletmek için Isparta’ya yatırımcının geleceğini de sanmıyorum. Hidrojen sülfür gazı insan sağlığı bakımından ciddi tehlike oluşturabilecek gazdır." diye konuştu. Bayantemur, Yakaören’de çıkan gazın anında açık hava ile temas ettiği için böyle bir tehlike gözükmediğini, ancak yine de çıkan gazın mutlaka kapatılması gerektiğinin önemini vurguladı.TPAO Başmühendisi Naci Köse kuyudan çıkan gazın işletilmesine yönelik bir çalışmaya Isparta’nın selameti için müsaade edilmemesinde büyük fayda olduğunu vurguladı. Isparta’nın coğrafi yapısı bakımından fay hattında bulunduğunu kaydeden Köse, fay hattının kuyu çalışmalarının yapıldığı yerin tam üzerinden geçtiğine dikkat çekerek, konu üzerinde hassasiyetle durulması gerektiğini dile getirdi. 
ŞAHAP BAYANTEMÜR-TPAO Sondaj Grup Başkanlığı  ile İş Güvenliği Grup Başkanlığı
İş Güvenliği ve Çevre Koruma Daire Başkanlığı_ Başkan Yardımcılığından Emekli
FOTOĞRAF: ABD-DALLAS, OTIS Fabrikası (Petrol Malzemeleri Üreten Fabrika) 

ŞAHAP BAYANTEMÜR-TPAO Sondaj Grup Başkanlığı  ile İş Güvenliği Grup Başkanlığı
İş Güvenliği ve Çevre Koruma Daire Başkanlığı_ Başkan Yardımcılığından Emekli
FOTOĞRAF: SONDAJ KULESİ

ŞAHAP BAYANTEMÜR-TPAO Sondaj Grup Başkanlığı  ile İş Güvenliği Grup Başkanlığı
İş Güvenliği ve Çevre Koruma Daire Başkanlığı_ Başkan Yardımcılığından Emekli
FOTOĞRAF: Eski Sondaj Daire Başkanı RECEP ATALAY ile... 

ŞAHAP BAYANTEMÜR-TPAO Sondaj Grup Başkanlığı  ile İş Güvenliği Grup Başkanlığı
İş Güvenliği ve Çevre Koruma Daire Başkanlığı_ Başkan Yardımcılığından Emekli
FOTOĞRAF: Rahmetli NEJAT ÖZER ile DANCEN Oklahoma City

ŞAHAP BAYANTEMÜR-TPAO Sondaj Grup Başkanlığı  ile İş Güvenliği Grup Başkanlığı
İş Güvenliği ve Çevre Koruma Daire Başkanlığı_ Başkan Yardımcılığından Emekli
FOTOĞRAF:KARADENİZ OFSHORE ÇALIŞMASI

ŞAHAP BAYANTEMÜR-TPAO Sondaj Grup Başkanlığı  ile İş Güvenliği Grup Başkanlığı
İş Güvenliği ve Çevre Koruma Daire Başkanlığı_ Başkan Yardımcılığından Emekli
FOTOĞRAF: TPAO YÖNETİCİLERİ İLE...

ŞAHAP BAYANTEMÜR-TPAO Sondaj Grup Başkanlığı  ile İş Güvenliği Grup Başkanlığı
İş Güvenliği ve Çevre Koruma Daire Başkanlığı_ Başkan Yardımcılığından Emekli
FOTOĞRAF: IRAK BAĞDAT // SADDAM HÜSEYİN HEYKELİ
ŞAHAP BAYANTEMÜR-TPAO Sondaj Grup Başkanlığı  ile İş Güvenliği Grup Başkanlığı
İş Güvenliği ve Çevre Koruma Daire Başkanlığı_ Başkan Yardımcılığından Emekli
FOTOĞRAF: DENİZDE CANLI KALMA KURSU, GUA-HİNDİSTAN

ŞAHAP BAYANTEMÜR-TPAO Sondaj Grup Başkanlığı  ile İş Güvenliği Grup Başkanlığı
İş Güvenliği ve Çevre Koruma Daire Başkanlığı_ Başkan Yardımcılığından Emekli
FOTOĞRAF: KIZILHAÇ İLK YARDIM KURSU - HİNDİSTAN

ŞAHAP BAYANTEMÜR-TPAO Sondaj Grup Başkanlığı  ile İş Güvenliği Grup Başkanlığı
İş Güvenliği ve Çevre Koruma Daire Başkanlığı_ Başkan Yardımcılığından Emekli
FOTOĞRAF: İLERİ SONDAJ TEKNOLOJSİ KURSU - DEHRA DUN, HİNDİSTAN

ŞAHAP BAYANTEMÜR-TPAO Sondaj Grup Başkanlığı  ile İş Güvenliği Grup Başkanlığı
İş Güvenliği ve Çevre Koruma Daire Başkanlığı_ Başkan Yardımcılığından Emekli
FOTOĞRAF: DENİZDE CANLI KALMA KURSU-GOA HİNDİSTAN

ŞAHAP BAYANTEMÜR-TPAO Sondaj Grup Başkanlığı  ile İş Güvenliği Grup Başkanlığı
İş Güvenliği ve Çevre Koruma Daire Başkanlığı_ Başkan Yardımcılığından Emekli
FOTOĞRAF: KIZILHAÇ İLK YARDIM KURSU, HİNDİSTAN