O BİR EFSANE...
HAYATINI "İNSAN'A,
DOĞA'YA VE DEVLET'E ADAYAN"
GERÇEK BİR TPAO’CU,
BELGİN ÖZER
BELGİN ÖZER'DEN MEKTUP...
HAYATINI "İNSAN'A,
DOĞA'YA VE DEVLET'E ADAYAN"
GERÇEK BİR TPAO’CU,
BELGİN ÖZER
BELGİN ÖZER'DEN MEKTUP...
Efsanelere çat
kapı ziyaret...
TPAO Emeklisi İdare ve Sosyal İşler Müdürü BELGİN ÖZER |
Bolu Belediye
Başkanı Alaaddin Yılmaz, Bolu'nun sayılan ve sevilen şahsiyetlerinden ressam
Orhan Ersoy ile çam yetiştiriciliğinde Bolu'da önemli adımlar atan ve Antalya,
Side, Bodrum ve Bolu'daki Petro Kent'in fikir babası olan Belgin Özer'i ziyaret
etti.
Sanata, şiire,
edebiyata önem ve değer veren Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Bolu'nun
yetiştirdiği ve ülkemizin sayılı ressamlarından olan Orhan Ersoy'u evinde
ziyaret etti. Ziyarette konuşan Başkan Yılmaz; "Orhan abimiz Bolu'nun en
kıymeti şahsiyetlerinden birisidir. Ülkemizde hatta dünya da resimleri ile
adını duyurmuş, kişiliği ve sanatı ile de örnek alınacak bir isimdir. Belediye
Meclisi kararı ile Orhan abimizin yaşadığı sokağa ‘Orhan Ersoy' ismini verdik.
Hatta kendi yazdığı şiirleri ve hayatını kitap haline getirmeyi düşünüyoruz.
Gelecek nesilde Orhan Ersoy ismini bilmeli ve O'nu tanımalıyız diye
düşünüyorum. Yine bir gün ziyaretimde bana Beethoven'ın 9. Senfonisi'ni
dinletmişti. Ama Bülbülün sesiyle birleştirmişti o senfoniyi. Yaptığı tablolar
ve yazdığı şiirlerle son derece kibar bir beyefendi ve bir büyüğümüzdür Orhan
abimiz" dedi. Ziyaretten son derece memnun olan ressam Orhan Ersoy ise
Başkan Yılmaz'a güzel düşüncelerinden dolayı çok teşekkür etti.
Başkan Yılmaz
daha sonra yine Bolu'da yetişen değerli insanlardan birisi olan ve Bolu'ya
hizmetleri bulunan Belgin Özer'i ziyaret etti. Başkan Yılmaz; Belgin Özer ile
ilgili olarak ise şunları söyledi; "Belgin abimiz de bizim için çok
değerli bir isim. Antalya Side Bodrum ve Bolu daki Petro Kentin kurucusu ve
fikir babası. Doğayı çok seven ve yine Bolu'da çam yetiştiriciliğinde önemli
hizmetleri olan bir abimiz. Biz O'nun da hayatını kitap haline getirmek ve
gelecek nesillere anlatmak ve unutturmamak istiyoruz. Zaman zaman kendilerini
ziyaret ederim. Sohbetlerimiz olur. Bolu için değerli insanlar ve gelecekteki
neslin de bu değerli insanları tanıması için bilmesi için ne gerekiyorsa
yapacağım" dedi. Haber Merkezi (18 Ekim 2015 – BOLU GÜNDEM)
Önce, “Çam
Bolu’nun nesi olur?” yazı dizileriyle Bolu halkının ufkunda şimşekler çaktıran
Belgin Özer, daha sonra da bizzat Orman Bakanlığı ile yaptığı görüşmeler
sonunda, Bolu’da orman fidancılığının resmen ve fiilen başlamasına neden oldu.
Bolu ve ilçelerinde orman fidanı yetiştiriciliği yapmak isteyen onlarca kişi ve
şirket, Batı Karadeniz Orman Araştırma Müdürlüğü’ne müracaatta bulunmaya devam
ediyor.
Kıbrıscık
ilçesinde eylül sonunda 40 ortakla kurulan şirket, fidan yetiştiriciliği
konusunda hızla aşama kaydetmeye devam ediyor. Şirket ortaklarından Mehmet
Bilgin ilk etapta 35 bin çıplak kök çam fidanının nisan ayında dikimini
yaptıklarını ifade ederek, “kendi arazimizde ikincisine başladığımız tüp fidan
dikim çalışmalarımızda hızla devam etmektedir. 75 bin tüp fidan çalışmalarımız
bir hafta önce başlamıştır 15 bin dikim yapılmıştır toplam olarak 40 kişinin
çalıştığı projemiz hızla devam etmektedir. Bu ay sonu itibari ile dikim
çalışmaları bitirilecektir. Şirket olarak amacımız bu tip kalıcı projeleri
hayata geçirerek, Kıbrıscık insanına daha fazla iş aş kapısı olmak ve daha
fazla istihdam yaratmaktır. İleriki günlerde diğer projelerimizin de alt
yapılarını hazırlayarak hayata geçirmek üzere çalışmalarımız tüm hızıyla devam
edecektir” dedi. (BOLU’NUN SESİ)
ELLERİNİZ DAHA
ÇOOOK HAVADA KALIR
Metin Ferah
Abimizin Başkan’a elini uzatmaması olayını duyunca geçmişte Küçük Kaplıca
Restoran’da yaşadığım bir olay aklıma geliverdi hemen.
Sanırım 2 sene önceydi. Küçük Kaplıca Restoran’da Belgin Özer ve Av. Ahmet Dündar Özcan ağabeylerimizle birlikte oturuyoruz.
Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Karacasu Belediye eski Başkanı ve AK Parti Merkez İlçe Başkanı Erol Özak ve ismini hatırlayamadığım bir iki kişi daha restoran dışında bahçede oturuyorlarmış.
İlerleyen saatlerde Başkan Yılmaz birlikte olduğu kişilerle birlikte restoranın bahçeye açılan kapısından içeri girdi ve restoranda bulunan 5-6 masada oturan insanlarla tek tek tokalaşıp öpüşerek bizim masaya doğru gelmeye başladı.
Belgin Abi ile Ahmet Dündar Ağabeyimiz (Öyle tahmin ediyorum ki Başkanı’ın babası yaşındadırlar), yerlerinden kalkıp masanın başında tören kıtası gibi Başkanı beklemeye geçtiler.
Başkan bizim masaya doğru gelirken, Belgin Özer ve Ahmet Dündar Özcan Ağabeyimiz yüzlerinde gülücüklerle, elleri tokalaşmak için havada kendisini beklerken, Başkan hiç beklenmedik bir şey yaptı ve adeta azarlarcasına sert bir ses tonu ile “iyi akşamlar” deyip bizim masanın önünden adeta teğet geçti. Sonraki masalarda oturanlarla da yine tek tek öpüştü ve tokalaştı.
Masamızın en yaşlısı olan ve aynı zamanda Bolu Belediyesi eski Başkanlarından rahmetli İsmail Özer’in oğlu olan Belgin Ağabeyimiz yüzünde acı bir tebessüm ile yerine oturdu ve ellerini havada bırakan Başkan’ın bu tutumuna hiç bir anlam veremediğini belirterek; “İlk defa başıma böyle bir şey geliyor. Başkan bize çok ayıp etti” diyebildi.
Sanırım 2 sene önceydi. Küçük Kaplıca Restoran’da Belgin Özer ve Av. Ahmet Dündar Özcan ağabeylerimizle birlikte oturuyoruz.
Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Karacasu Belediye eski Başkanı ve AK Parti Merkez İlçe Başkanı Erol Özak ve ismini hatırlayamadığım bir iki kişi daha restoran dışında bahçede oturuyorlarmış.
İlerleyen saatlerde Başkan Yılmaz birlikte olduğu kişilerle birlikte restoranın bahçeye açılan kapısından içeri girdi ve restoranda bulunan 5-6 masada oturan insanlarla tek tek tokalaşıp öpüşerek bizim masaya doğru gelmeye başladı.
Belgin Abi ile Ahmet Dündar Ağabeyimiz (Öyle tahmin ediyorum ki Başkanı’ın babası yaşındadırlar), yerlerinden kalkıp masanın başında tören kıtası gibi Başkanı beklemeye geçtiler.
Başkan bizim masaya doğru gelirken, Belgin Özer ve Ahmet Dündar Özcan Ağabeyimiz yüzlerinde gülücüklerle, elleri tokalaşmak için havada kendisini beklerken, Başkan hiç beklenmedik bir şey yaptı ve adeta azarlarcasına sert bir ses tonu ile “iyi akşamlar” deyip bizim masanın önünden adeta teğet geçti. Sonraki masalarda oturanlarla da yine tek tek öpüştü ve tokalaştı.
Masamızın en yaşlısı olan ve aynı zamanda Bolu Belediyesi eski Başkanlarından rahmetli İsmail Özer’in oğlu olan Belgin Ağabeyimiz yüzünde acı bir tebessüm ile yerine oturdu ve ellerini havada bırakan Başkan’ın bu tutumuna hiç bir anlam veremediğini belirterek; “İlk defa başıma böyle bir şey geliyor. Başkan bize çok ayıp etti” diyebildi.
İki yıl önce
Başkan Alaaddin Yılmaz Babası yaşındaki insanların ellerini böyle havada
bırakmıştı. Şimdi de bir gazeteci ağabeyimiz Başkan’ın elini havada bıraktı.
Şimdi bu iki
davranışı gelin birlikte değerlendirelim. Hangisi normal buna birlikte kakar
verelim.
Bence Gazeteci Metin Ferah Ağabeyimizin davranışı demokratik toplumlarda normal bir davranıştır. Bir vatandaş olarak kendisine duyduğu tepkiyi dile getirmiştir. Hatta demokratik toplumlarda gayet normal karşılanan; yumurta atmak veya üzerinden boya dökmek gibi fiili bir eylemde de bulunmamıştır.
Ama Başkan’ın Belgin Özer ve Ahmet Dündar Özcan Ağabeyimizin ellerini havada bırakan davranışı, Bolu’yu temsil eden bir makamda oturan kişi olarak, öncelikle makamına ve kendisine hiç mi hiç yakışmamıştır.
Kendisinin küs olduğu kişi ben olmama rağmen, Başkan tepkisini babası yaşındaki insanlara göstermiştir.
Kaldı ki Bolu’yu temsil eden bir makamda oturan kişinin vatandaşına küsmeye hakkı yoktur. Başkan denilen kişinin herkesle barışık olması şarttır. Başkanlık makamında oturan kişi olgun, ağır başlı, hal ve hareketleriyle kendisine saygı duyulmayı gerektiren bir görüntü çizmeli, hiç kimseyi ayırt etmeden herkesin başkanı olmalıdır. Makama elbette herkes saygı duyulmalıdır. Ancak bu saygıyı doğuracak olan, yine makamda oturan kişinin halkına davranışlarıdır.
Sonuç olarak Başkan’a şunu demek istiyorum;
Ne ektiyseniz onu biçiyorsunuz. Bu davranışlarınızı sürdürdüğünüz sürece, elleriniz daha çoook havada kalacaktır. (BOLUNUN SESİ-Kamuran Alagözoğlu, 3.4.2011)
Bence Gazeteci Metin Ferah Ağabeyimizin davranışı demokratik toplumlarda normal bir davranıştır. Bir vatandaş olarak kendisine duyduğu tepkiyi dile getirmiştir. Hatta demokratik toplumlarda gayet normal karşılanan; yumurta atmak veya üzerinden boya dökmek gibi fiili bir eylemde de bulunmamıştır.
Ama Başkan’ın Belgin Özer ve Ahmet Dündar Özcan Ağabeyimizin ellerini havada bırakan davranışı, Bolu’yu temsil eden bir makamda oturan kişi olarak, öncelikle makamına ve kendisine hiç mi hiç yakışmamıştır.
Kendisinin küs olduğu kişi ben olmama rağmen, Başkan tepkisini babası yaşındaki insanlara göstermiştir.
Kaldı ki Bolu’yu temsil eden bir makamda oturan kişinin vatandaşına küsmeye hakkı yoktur. Başkan denilen kişinin herkesle barışık olması şarttır. Başkanlık makamında oturan kişi olgun, ağır başlı, hal ve hareketleriyle kendisine saygı duyulmayı gerektiren bir görüntü çizmeli, hiç kimseyi ayırt etmeden herkesin başkanı olmalıdır. Makama elbette herkes saygı duyulmalıdır. Ancak bu saygıyı doğuracak olan, yine makamda oturan kişinin halkına davranışlarıdır.
Sonuç olarak Başkan’a şunu demek istiyorum;
Ne ektiyseniz onu biçiyorsunuz. Bu davranışlarınızı sürdürdüğünüz sürece, elleriniz daha çoook havada kalacaktır. (BOLUNUN SESİ-Kamuran Alagözoğlu, 3.4.2011)
BELGİN ÖZER’LE
ÇAM SOHBETİ
Belgin abiyi
tanır mısınız? Onunla hiç sohbet ettiniz mi?
Ben onun
sohbetlerinden keyif alır, fikirlerine değer veririm.
Ufku geniş,
üretken, topluma bir şeyler kazandırma gayretinde olan, bir Bolu sevdalısıdır
o.
Belgin Özer'i çoğumuz
Antalya_ Side ve Bolu-Abant yolu üzerindeki petrokentin fikir babası ve
kurucusu olarak tanır.
Dağkentte yöneticilik yaptığı dönemde oraya da ivme kazandırmıştır.
Geçen gün Belgin
abiyle yaptığımız sohbet çam yetiştiriciliği ile ilgiliydi.
Bolu ikliminin
çam ağacı yetiştirmeye elverişli olduğunu bilmeyen yok, etrafımız çam
ormanlarıyla kaplı.
Kaplıca yolu
üzerindeki orman fidanlığı kapatılacak veya özelleştirilecek.
Belgin abiden
aldığım bilgilere göre, Bolu Orman Fidanlığı bugüne kadar
200.000.000 adet fidan üretmiş ve devletin ihtiyacını karşılamış, çevreye örnek
olmuş, halka ucuz fidan satmış.
Katma değer
olarak 600.000.000 YTL. kazanmış.
Peki bu işten
Bolu ne kazanmış? 150
hektar verimli arazi ve 15-20 bilgi birikimli, deneyimli
personel.
Buradan yola
çıkarak Belgin Özer Bolu için bir proje hazırlamış.
Çam fidanı
yetiştirileceğini küçük işletmeler halinde Bolulu aileler yapsın, para
Bolu'ya kalsın.
Anladığıma göre
sistem şöyle olacak.
Kurulacak olan
birlik çam fidesini yetiştirecek.. Bu yetişen fideler 2500 adetlik
paketler halinde bakımını yapmak isteyen ailelere satılacak.
Yetişen
fidanları o birlik geriye satın alacak.
Bolu'nun birinci
derecede akrabası diye tabir ettiği çam ağacı fidanının bakımı ve
yetiştirilmesi çok kolay.
Alpağut bey yolu
üzerinde Belgin abinin evi var, orada çam fideleri ve fidanlarının nasıl
yetiştirildiğinin örneği var, görmek mümkün. Meraklısına
Bu şuna
benziyor.
Entegre çalışan
tavukçuluk firmaları civcivi, yemi verip yetişen piliçleri nasıl geriye
alıyorsa sistem aynı.(yalnız bu çam fidesi yetişirken gübre çıkarmadığı için
Bolu'yu kirletmiyor aksine havasını temizliyor.)
Dikkatinizi
çekti mi bilmiyorum Bolu Belediyesinin,
Ticaret ve Sanayi Odasının, Boluspor'un ve hatta pek çok kurum
kuruluşun ambleminde çam ağacı yok mu?
Demek ki çam
Bolu ile özdeşleşmiş.
Belgin abi çok
haklı.
Çam Bolu'nun
nesi olur?
Birinci derece
akrabası.